Normal şartlar altında böbrekler, kanı süzdükten sonra içindeki glukozun büyük bir kısmını kan dolaşımına geri kazandırır. Ancak bazı böbrek rahatsızlıkları ve diyabet (şeker hastalığı) idrarda glukoz görülmesine neden olabilir.

Şeker hastalığında insülin yetersizliği mevcuttur. Bu durum kan şekerinde kontrolsüz yükselmelere yol açar. Neticede böbrekler, fazla olan glukozun tamamını kan dolaşımına geri kazandıramaz ve idrarda glukoz görülür. Şeker hastalarının ana öğünlerinden sonra görülen idrarda hafif glukoz yüksekliği normal kabul edilir.

Hamile kadınların böbreklerinde süzülen kan miktarı daha fazladır. Bu durum böbrek eşiğinin düşmesi ve idrarda glukoz görülmesine neden olur. Gizli şeker bulunmadığı sürece endişeye gerek yoktur.

Tiroid hormonlarının yükselmesi, böbreklerde glukozun yeterince süzülememesine ve idrarda glukoz bulunmasına sebep olabilir.

Şeker ve karbonhidrat oranı yüksek bir beslenme kan şekerinin yükselmesine neden olur. Sonuç olarak böbrek eşiğinin düşmesi ile idrarda glukoz görülebilir. Bu duruma gıdasal glikozüri denir.

Öfke, korku, kaygı ve heyecan gibi duygular, adrenalin hormonu salgılanmasına yol açar. Bu hormon, vücudun kendini savunmaya geçmesini sağlarken enerji için şeker yıkımını artırır. Neticede kan şekerinde geçici bir yükselme ve idrarda glukoz görülebilir. Bu duruma duygusal glikozüri denir.

Aşağıda yer alan nedenler de idrarda glukoz düzeyinin yükselmesine sebep olabilir;

İdrarda görülen birçok glukoz vakası için spesifik bir tedavi gerekmez. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimsemek çoğu vakayı düzeltir. Ancak bazı durumlarda daha odaklanmış tedaviler gerekebilir.

Yapılan araştırmalara göre, dapagliflozin ve canagliflozin ilaçları tip 2 diyabet hastalarında kan şekerinin düşmesini sağlamaktadır. Hastaların ayrıca insülin dozu ve zamanlaması konusunda hassas davranmaları gerekmektedir.